related Translations

• iş imkanları
  فرص العمـل
  more ...

Examples

• Kontolü ele almak haline gelir.
  أنه عن أغتنام الفرصة
• Bu fırsatı kaçırmamalıyız.
  !! علينا اغتنام الفرصة
• - Pardon. - Şu şeyi halletmeye çalışıyorum.
  المعذرة - أحاول اغتنام الفرصة فحسب -
• Şansın varken beni öldürecektin.
  كان حرياً بك اغتنام الفرصة
• Belki bu bir şeyler yakalamakla ilgili değildir.
  ربما هذا ليس حول اغتنام الفرصة
• Kötü davrandığım için üzgünüm; ama risk almayı sevmem.
  لكني تعرفت على من يحب اغتنام الفرص
• Biraz burada kalacağım. Hala bir şansımız var.
  سابقى هنا مازال بوسعنا اغتنام فرصة
• Hayatı yaşamak, fırsatları değerlendirmek ve korkmamak konusunda.
  و اغتنام الفرص دون تردد أو خوف
• Belki bu bir şeyleri yakalamakla ilgili değildir.
  ربما هذا ليس حول اغتنام الفرصة
• Kardeşini tekrar insana dönüştürme şansı yakalıyorsun.
  تحاول اغتنام الفرصة .لردّ أختكَ بشريّة مُجددًا